20 Aralık 2009 Pazar

milibüs ve doğa hakkındaki kompozistyonum

iç ses ve hayal gücünün en etkili birleşimlerini bu anda yaşarım.

"bana mı baktı lan. uvvv nede güzel kızmış ya. terbiyesizlik yapma olum efendi efendi git işte iner zaten birazdan. valla bi daha baktı. nede güzelmiş gidip konuşsam mı? hee konuşsan ne dicen? ne güzel baktın gel iki çay içelim. oda hemen oldu dicek tabi. ya derse? çokta yalnızım ne iyi gelir ha. takılırıs gezeris falan. içerisde anasını satiim. içer mi ki acaba. bakiiim. içer bu garanti. sohbetide yerindeyse evlenirim olum ben bununla. harbi diyorum evlenirim. çocuklarımız falan böle maviş maviş. vıdıbıdı vıdı bıdı..."

derken bi ses "müsait bi yerde inebilir miyim?"

sanki deminki planları beraber yapmışta şimdi çekip gidiyomuş gibi kinle dolar insan "nerye ulan kahpe hani gezicektik, içicektik çocuklarımız olucaktı. git sakın bir daha dönme." gibi -çok gülüyorum yazarken seviyem bu benim- yeşil çam nidaları atarken o iç ses, otobüsdeki o iğrenç koku bir anda algılanır "ne kokuyo lan burası böyle?" şeklinde biter gider.

2 yorum:

gencay dedi ki...

ıslak pofidik mont ve üzerindeki sigara kokusudur

ege dedi ki...

arabanın radyatörü bu kokuyu coşturur.