18 Kasım 2010 Perşembe

dedim ki;

ona dedim ki;
ateşin var mı kardeşim?
son derece ciddi bir surat fadesiyle dedi ki;
ne ateşi?

bu bir soruydu. anlayamamıştı. elimde yanmayı bekleyen uzun bir sigaraya bakarak söyledi bunu. kavrayamıyordu dediklerimi belki de dikkati dağınıktı. çünkü başka zamanlarda 4 panter gücünde dikkatliydi (!)

sürekli olarak takip ettiği kanalların arasında "gala" da vardı. gala onun vazgeçilmeziydi. eğlenmek istediği zaman kullandığı bu kanalın yanı sıra aşırı duygusallaştığında bussiness tv yi açıyordu. ismiyle son derece ters düşen bu kanal biraz daha anadoludan sesleri barındıyordu. türküler eşliğinde yemek gelene kadar manasız onlarca klibi izleyip tepkisiz bir şekilde ekrana bakıyordu. belki de hiç durmayan "ara beni", "devamı için 1087 ye mesaj gönder", "+18" gibi "popup"lara kitlenmiş kalmıştı. biraz sıkılmış olacak ki kanal değiştirmeyi aklına getirdi. arkasında oturan 40 kadar kişi "haberleri açar mı acaba?" diye içlerinden geçiriyorlardı. çünkü hakimiyet "dikkatlideydi". içlerinde genetik biyoloji mezunları, fizik öğretmenleri ve nice okumuş okumamış, yemek gelene kadar geçirecekleri zamanı güzel bir şekilde geçirebilmek için bu adamın parmaklarına odaklanmışlardı.

yeni geçtiği kanalda şu sigarayı bıraktırmak isteyen reklamlardan birine odaklanmıştı. süngere nasıl yapışmış olduğunu düşündüğü zifiri küçük bir tüpe dökmeden sıkan bu adam "işte sigara içtiğinizde ciğerlerinize bu kadar katran dolar" diyordu ama o pek oralı olmadığını;

- siktirlan yarraam.

şeklinde değerlendirip tekrar galaya geçiş yaptı.

ne adammışsın be 1.55!

Hiç yorum yok: