26 Haziran 2009 Cuma

korkmak/tiksinmek

çok şey var bilmediğim
nedendir bilmem
çukulata goflet ve dalalet
korkarım tiksindiğimden

korkuyorum. fena korkuyorum ya. nerden çıktı derseniz. martılardan çıktı. evet doğru martılardan korkuyorum. amatör fotoraf sanatçılarımızın vazgeçilmezi martılardan. ilk nedenim basit uçuyorlar bir kere napıcakları belli değil kafama vurup kaçsalar telefonumu çalsalar naapıcam naapabilirm ki. bu ihtimaller yüzünden korkuyla tiksinme birleşiveriyor birden imge dünyamıza örs gibi düşüyor. ikinci bir neden de var. onlara dikkatli bakın. yüzlerine odaklanın nasıl da öfkeliler o zaman anliicakınız ne demek istediğimi. öfkeden de tiksindiğim için korkmak için bir nedenim daha çıktı gördüğünüz üzere.

yukarıda bahsi geçen durum korkmanın tiksinmeyle olan bağlantısını gözler önüne serdi. korkma eyleminden yola çıkarak altında tiksinmenin yatabileceğini gün yüzüne çıkardım. şimdi de farklı bir açıdan bakarak tiksinmenin altında yatan korkma hissiyatına ulaşacağım.

neden tiksiniriz? benim aklıma ilk gelen dışkıdır. başkasının olsun benim olsun olmaz yani sevdiremez bana kendini. neden? çünkü korkarım. şimdi gözlerinizi kapatın-okurken- ve tuvalete yetişemediğinizi ve fayansa pislediğinizi düşünün. anoovv. ne fena la. neyle alıcaksınız şimdi onu? nasıl temizleyeceksiniz? rahatlama hissiniz birden bire korkuya dönüştü.. nasıl basıcaksınız ki bir daha oraya? tuvalete hep bir korkuyla gireceksiniz ayrıca. misaifirliğe gitseniz buranın da fayansına pisleri miyim korkusu sizinle ebediyete koşacak.

sonuç olarak tiksinmenin de altında nasıl bir korku olduğunu görüceksiniz. ben gayet korkusuz ve tiksintisiz bir insan olduğumdan ağrı yalnızca iki örnek verebiliyorum ama düşündüğünüzde yani bu yazı sizin beyninizin ufak bir yerinde oturabiliyorsa tabi başka bir şeyi kaldırmadan yani kaldırırsa yandı canım irmik helvası diye tabir ettiğimiz deyimin sınırını aşmış konuma geliriz ama cümlenin başını tekrar okuyup(birinci satırın sonu) o zaman topluma yararımız dokunduğunu ve bilinçaltımızın ne gibi sırlarla dolu olduğunu görmüş olacağız..

ufak bir şiir sizi eskilere götürecek:
Niyetimiz kimseyi kırmak değildir
Şuradakini buraya koymak değildir
Arada bir zülfü yare dokunduk
Tam yerine rast geldi manzara koyduk

Hiç yorum yok: