19 Şubat 2010 Cuma

beyin vs. beden


bu tartışma ne kadar kişinin aklını kurcalamakta bilemiyorum. ama artık bu yazı işbu konuda bir başlangıç noktası oluşturmalı ve bilim adamları nezdinde değerlendirilmeli. beynimle bedenim hiçbir hususta anlaşamıyorlar efendim benim. ve ben ne yapabiliyorum bu konuda hiç birşey yapamıyorum. yani bu ikisi birbirine bağlanmışlar, ama benden bu ikisinin birinin yanında olmamı ister gibi bir halleri var. fırtınalar kopartıyorlar içimde.

öncelikle benim karşı tarafımda olduğum beden bey var. istekleri şöyle: yoruldum, belim ağrıyor, kalbim tekliyor, boynum ağrıyor, kolum ağrıyor, kakam var, çişim var, terledim, yok saçlarım uzadı, yok efendim pislendim.... bu iş böyle sürer gider.

ikinci taraf ise beynim. o kardeşimi kabullendim. seviyorum keratayı hiç fazlası eksiği yok. ihtiyacı kadar yaşıyor. şöyle: çok çaba gösterdiğim bir günün ardından diyor ki yoruldum. bak bedenle arasındaki fark burada ortaya çıkıyor. bunun üzerine diyor ki neden iki bira içmiyorsun? iki bira bitti diyelim diyor ki bu yetmedi be kanki. üzerine patlatıyor cevabı moruk 4 tane daha al. işte bana çözümlerle gelen bir varlığın peşinden beynimin yolunda gidiyorum ben de. haberiniz olsun.

beden vs. beyin konusunda en önemli şahsiyet, ninja kaplumbağalar adlı çizgi dizide yer alan "beyin" karakteridir. yani bu karakter nasıl ermiş bir karakterdir ki kendini bedensel işlevlerden kurtarmış ve beyinsel aktivitenin üstünlüğü üzerine kendine araç imal ettirmiştir. 20 yıl yaşadıktan sonra hayattaki amacım "beyin"e ulaşmaktır.

Hiç yorum yok: