5 Ocak 2011 Çarşamba

Özgüven Döner Evi

Bazı şeylerde ölçek yok, kişiye göre olması gereken miktar değişir. Kendimi bugün dönerci olarak hayal ettiğim de kimine daha az döner koyacağım belli gibi. Salatadan da az koyucam veya çok koyucam ama et her türlü az. önemli değil gibi gözükür hep salata ancak o et-yeşillik oranı kaçınca tadı da değişir olayın. Kimine de birinin hakkını ötekine vermek gibi bir insiyatif kullanıcam. Adamın yürüyüşünü, sosyal ve ekonomik durumunu, eğer arkadasıyla gelirse şayet aralarındaki muhabbeti de süzerek eti sericem odun ekmeğine. Bir şartım da yok, her güzel kıza da eti yaslayamam açık sölim. Sen de nasibini alıcaksın hanım abla.

Lakin bu zamana kadar gittiğim dönerci-köfteci dükkanlarında: "abi bi döner alabilir miyim?" sorusuna cevaben, olması gerekenin yarısı porsiyonda çok yemek yedim. Bi kere olaya "abi" diye girip bütün kozları adama veriyorsun. o saatten sonra o abidir, çünkü onu benden daha büyük, daha kudretli yaptım siparişimde. Samimiyetine güvendim, adaleti herkese aynı dağıtsın diye. Olmadı.

Neticede kırılmış dönerci özgüveni, talebin çoğunluğunu oluşturan öğrenciler tarafından yıllardır onarılmaya çalışılıyor. Çok başarılı oluyor.

Hiç yorum yok: