30 Ekim 2011 Pazar

Hekrale`s back as "das hekrale"

Ama nasıl geri dönüş yani. öyle böyle değil. şöyle çünkü. karaktersizliğim ortaya çıktı. Bakın şimdi şöyle oldu.

Ben artık şu alkol problemimi çözmek için içkiyi bırakmaya karar verdim.Doğru bir yöntem. başka türlü nasıl bırakabilirdim ki zaten. Ama bir 4 gün 5 gün içki içmedim sonuç olarak bıraktım bir dönem. Hatta aynı dönemde sigarayı da yaklaşık 4 saat falan bıraktım. Bloga yazmadığım bu uzun dönemi böyle özetledikten sonra karaktersizliğime döniim ben.

Bildiğiniz gibi ben çalışıyorum. Ama ne çalışmak. saçma sapan. çok uluslu bir şirkette mühendis olarak görev alıyorum. alkol kullanmayınca ne oluyor? uyunmuyor. uyunmayınca ne olur? düşünülür. düşününce dedim ki, benim burada ne işim var? şimdi işi kabul ettiğim güne bir flashback yapıyorum:

Hava canavar gibi sıcaktı ve ben Efe`nin barı Kemancı Bahçe`nin bar taburesinde yer almalıydım. Ama daha da açılmamıştı. Hal böyleyken benim de evde tek başıma canım sıkılıyorken dedim ki iki tane bira alayım. Dışarı çıktım bakkala gittiğimde madem iki tane bira alacağım, o zaman birini ekstra alayım, ve şu iki birayı 5 yapayım dedim. Bunları hep kendi kendime diyorum. Neyse bu 5 biranın 4. sü bitmek üzereyken 02623155000 dan bir telefon geldi. Kerem Bey`le görüşebilir miyiz dediler. Bey demelerinden anlamalıydım ki suyuma gidip bana çok kötü şeyler yaptıracaklar. Sonra maaşımın brüt kısmını söylediler. Zaten bilgisayar başında olduğum için hemen excel tablosu açtım ve söyledikleri rakamı 12 ile çarptım. Sonra telefondaki dedi ki 16 maaş veriyoruz. Göz bebeklerim adeta bir trainspotting bir requiem for a dream sahnesi gibi büyüdü. Para süperdi. Evet dedi. binlerce kez evet dedi. O zamanlarda gençliğinin de verdiği heyecanla hemen bir arayışa koyuldu ve usher dan "yeah" şarkısını açarak dans etmeye parayı nasıl çarçur edeceğini düşündü. Artık viskilerin dibine vurulacak, bira yoksa votkalar alınacak yüzler gülecek ve rock star`a dönüşülecekti. 

Ama nooldu? Bakın!! İşe gittiğim her an mutsuzum. İşten çıktığım an da mutsuzluğum hakkında, iş hakkında birşeyler düşünerek geçiriyorum. İzmitte olmaktan acayip mutsuzum. Ve en önemlisi verdiğim kararların hiçbirisinin arkasında durmuyorum. Referanslarımdan birisinin bana sorduğu 3 soru kulaklarımda çınlamak ne kelime bas bas bağırıyor. "Mühendis olmak istiyor musun? İzmitte yaşamak istiyor musun? Ailenle yaşamak istiyor musun?" Hayır kesinlikle, hayır. Hepsine hayır diyen ben. Parayı görünce ideallerinden nasıl da vazgeçip nasıl da karaktersizleşmiş. Eski Kerem para için seni beni de satar diye bir soru aklınıza gelmedi. Benim geliyor yani. <

Peki en sonunda nooldu? Ben istifa ettim. Dedim ki olmuyor yapamıyorum. "Ama nedenn?" dedi müdürüm. "İstemiyorum işte anlasana!!" dedim (bkz. Kader - banktaki sahne) Sonra pazartesiye kadar düşün gençsin hayallerinden vazgeçme tabi ama saçma kararlar da verme dediler. Ben ise yeni vizyonumla hayallerimin peşinden gitmeye ne kadar da istekli olduğumu, adeta bir Bob Marley gibi sevginin ve sevmenin ne kadar önemli olduğunu ve her yaptığım şeye aşık olmaya başlamamın zamanı geldiğini düşünmekteydim. Ama şurada bir noktayı gözden kaçırdım; hayatı boyunca durmuş olan ben nasıl ve neye aşık olacaktım. Ama bu işe veya izmit`e aşık olmayacağımdan çok emindim. 

 hafta sonunda herkese istifa ettiğimi, istifa ederken çalışanların bana nasıl imrenerek baktıklarını, hepsinin beni ne kadar desteklediğini anlattım. Pazartesi Serdar müdürümle konuştuğumda, bana 2 ay daha çalış sonra bırakacağım dersen seni tutmam, teklifiyle YİNE PARAYI SEÇTİM. Bakın karaktersizlik ne kadar kötü birşey. Ben olayın başından falan bayaa koptum galiba, olay şu alkolsüzken verdiğim bu karar yani istifa etme kararından yani mantıklı olan bu kararımdan yine vazgeçerek karaktersizliğime doyamıyorum. 

Blogun amacı isyandı baştan beri. Ama yani kendime isyanım. Çok sinir birşey. Bu sefer abarttım. Lanet olsun şampiyon iyi denemeydi diyorum yani, ne diyim. Anlattım rahatladım yani. ne diyim. Bu kadar okuyan varsa da teşekkür ederim. 

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sen gonullerin sampiyonusun karaktersiz. üzme kendini.

Adsız dedi ki...

içindeki anarşisti ortaya çıkar..