2 Şubat 2015 Pazartesi

Poşetlerin Özgürlüğü

Selam.

Bu nerden geldiğini bilmediğim rüzgarların çöplerle daha doğrusu poşetlerle kurduğu görselleri takip ettikçe özgürlük gelio aklıma. Uçuşan poşetler bana özgürlüğü anımsatıo. Ferah ferah takılan poşetleri  görmeyi çok seviyorum. Çünkü hiç beklenmedik yerlerde olabiliolar. Zaten benim kafamdaki özgürlükte öyle. Bi bakıosun burdayım bi bakıosun burdayım. Özgürlük garip bi şey. Poeşeti kıskanabiliosun mesela.

Ben de bi ağacın tepesinde bi kaç gün takılmak istio olabilirim. Olamaz mıyım? Hakkım değil mi? Hakkım tabi. Yapmak istiyorum ama deli derler bilio msn. Neyse. Bence bi poşetin yapabildiği herşeyi yapabildiğim takdirde kendime insan deme hakkına sahibim. Poşet var ya acaip bi insan. Arabayla ezebiliosun mesela bi poşeti. Ölmüo. Çok garip. İçine sıçabilirsin istersen poşetin ya da buruş buruş yapıp göt cebine tıkabilirsin. Bisikletinin selesi ıslanmasın diye üzerine de  bağlayabilirsin. Herşeyi yapabilirsin bi poşetle. Poşet ne kadar fonetik olarak eğreti dursa da yükleyemeceğin bi görev yok. Taşı dersen taşır. Bağlayıp dur dersen durur. Sonra "Lan sen ne salak bişeysin doğadan kaybolmuosun!!!" da diyebilirsin. İtin götüne rahat rahat sokup çıkarabilirsin. Poşet çeker bu dünyanın yükünü bilio musun. Üzülmez de yani öyle bi cesur bi it. Cesur denmez ona. Tam kelime yok şu an bende. Mağrur mu. Öyle bişi.  Kese kağıdı gibi çıt kırıldım birisi değil yani. Hele kara poşetler. Irkçılık yapmiim ama sanki çok güçlü siyah abiler gibiler. 16 tane bira taşıyan tek bir kısalar kısası kara torba gördüm lan ben bu dünyada. Sen biliosun 5 tane birayı migros poşetine koyduğundaki tedirginliği.Anlattırma bana şimdi. Bence kara torbaya nobel barış ödülünü vermemiz lazım. Verelim gitsin nedir yani. Nolur ya kara torbaya ödül versek. O dayanıklılık hiç mi bişi haketmio? Lan yarın kurban kestin diyelim kapıcıya gönderdiğin eti migros poşetine mi yoksa kara torbaya mı koyacaksın? Tabiki de kara torbaya. Kara torbaya koyup evin en küçüğünün eline tutuşturacaksın ki çocuğa çiğ et alış verişini aşılayasın. Çok mühim bişi çünkü kan kokan eti çocuğa emanet etmek. Peki hiç "Ya kapıcı evde değilse?" kısmını düşünüo muyuz? Peki kapıcı hep evde mi bayramda? Bu adamın/kadının bi köyü möyü ziyaret edecek bişeyi yok mu? Var abi. Bazen kapıcılar evde olmuolar ben size söyliim. Kanlı etli torba elinde, şıp şıp damlıoken kapıcının kapısı önünde bekleyebilirsin uzunca bi süre.Çocuk zekanla o anda ne yapacağını da bilemezsin. Mal gibi beklersin orda. Artık Akut falan gelecek de bayramın üçüncü gününde kurtaracak da bilmem neyde vs.

Yieakşamlar.

Hiç yorum yok: