4 Eylül 2015 Cuma

Rubato Stolen Time You Have To Give It Back - Canlı Yazı

Canlı Yazı: Olaylar yaşanırken yazmaktır. Araya hiç bir şey girmez. Nereye gidiyoruz hiç belli olmaz.

https://www.youtube.com/watch?v=IuMRim3Vk_I

Adı Timpani olan ve müzik sistemi satışları yapan bi firmanın oluşturduğu etkinliklerden birine (yukarıdaki) denk geldim ve konuşmaların çeşitliliği inanılmaz güzel ilerliyor.

Alper Maral: https://vimeo.com/42196847

"Derinlemesine dinleme"yi anlatıyor hoca. Ben tabi sürekli olarak hiç karşılaşmadığım kavramlarla karşılaşıyorum. Aaa o ne? Aa bu ne? Şaşkınlık tavan. Merak yükseliyor o anlattıkça. Şimdilik güzel. Jhon Cage diyor.

https://www.youtube.com/watch?v=Yybn6iKmYdQ

Hayatımda ilk defa yıllarca kullandığım sigaranın muhtemelen ilk reklamlarından birini izlediğime mi şaşırayım yoksa 28 yaşımda daha ilk defa bu adamı gördüğüme mi yanayım bilemedim. Seyircilere mi üzüleyim yoksa John Cage mi öveyim? Zen öğretisine gireyim mi girmeyeyim mi? Gibi çeşitli ikilemler üçlemler arasın koşup dönerken gördüm ki beyin linedrilli yaşıyorum. Serbest atışa koşuyorum sonra en başa, ortasahaya koşuyorum yine en başa, diğer serbest atış yine en başa ve karşı sona geliyorum ama en başa döneceğimi de biliyorum. Aha en baştayım şu anda.

Müzik bazen düdüklü tencere öttürmek, bir saksı çiçeği sulamak, yere atılan radyo, gülüşen seyirciler, banyo ördeği (hep çok istemek&duşa kabin) fırtlatmak, su dolu küvete tencere kapağı çapçaplatmak, arada pianoyu kollamakla  (kolla yapılan müdahele) da yapılabiliyormuş. Aslında bunun "müzik yapmak"la bi ilgisi yok ama henüz bilgi dağarcığımda olmadığı için "müzik yapmak" diyorum az daha bakınayım bulucam o kelimeyi. Bi kaç güne de unuturum.

Ses çıkarmak. Sesten etkilenmek. Bu algıdan haberdar olmak bana bi konuda yardımcı oldu ve yaparken anlamadığım fakat beni çok heyecanlandıran bişeyin daha da somutlaşmasını sağladı bilincimde.

https://www.youtube.com/watch?v=Digs9sEkHDM

ve yani benim en çok severek yaptığım şey buydu. Çok heyecanlıydı gerçekten o an. Her hangi bir uyarıcı olmamasına rağmen kafamda, derinlerinde şu anda yakalayamadığım tınılara da denk geldiğimi hatırlıyorum. Bu tabi daha çok ritmik olması sebebiyle de takmış olabilir beni belki ama şundan eminim "Zamansız elektrikli boşluklar" beni heyecanlandırıo. Kendi salınımlarında dolaşan elektrikler de olabilir. Henüz çok net göremediğim için tam bi isim koyamıyorum orda ama. Çok geniş bi şeyin içinde takılıolar falan bi garip yani.

https://www.youtube.com/watch?v=h4sJwKbL62M

Devam ediyoruz. "Rubato" geçio.Ben rubatonun bir müzik terimi olduğunu da bilmiyorum tabi. Sadece bir müzik grubu olduğundan haberdardım. Şöyle yazmış bir ekşi sözlük yazarı "metronomu belli olmayan, yaya yaya, boşlukta akarcasına, böyle bulutların üzerinde gibi falan bir şey." Hoca hemen ardından örnekliyor aşağıdakiyle

https://www.youtube.com/watch?v=S-Xm7s9eGxU

"Rubato çalınmış bir zamandır ona geri vermen gerekir" çok güzelmiş. Çok sevdim.

Jhon Cage diyor Almanya diyor. İlk bulabildiğimi gönderiyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=8BJ-U60-VV8

Ve Molten Feldman

https://www.youtube.com/watch?v=E01lgDqGmr8

İçlerin mikro kozmoz bulunduran sesler mi diyoruz. Olabilir. Bana uyar. Bilinç ve uyum sorunu yaşıyorum şu an. Devam edebiliriz.14. dakikadayım buna evde devam etme kararı alıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=qIa_7LwPEfU

Armo Perth mi? Arvo part mı? Kim bu ya? Deliricem. Bulamadım. Tintinabudizm. Olaylar gelişiyor bi sn.

http://pankitap.com/urun/john-cage-secme-yazilar/

Devam...

https://www.youtube.com/watch?v=BC3f3YIaNMQ

Temporal modülasyonun çağdaş olanına geçiyoruz ve bu arada temporal modülasyon hakkında düşünüyoruz. Şimdi modülasyon hatırladığım kadarıyla taşıyıcı bi sinyal var bi de güçsüz bi sinyal var. Güçsüzü bindiriyoruz üstüne gönderiyoruz. Temporal modülasyon. Temporal lob diye bişi buldum az önce. Bu kesin değil. Tempoyla oluşturulan bir modülasyon. Bunu müzikal olarak düşünürsek. Güçsüz frekansları güçlülerle belirli bir tempo demeyeyim. Bilemiyorum. Evet çağdaş olanını arıyoruz.

"GamelanEndonezya ve Güneydoğu Asya’nın yerel dillerinde "müzik topluluğu" anlamına gelir. "gamelan" kelimesi, hem bu bölgelere özgü yaygın bir müzik türünü, hem bu müziği icrâ eden toplulukları, hem de icrâ sırasında kullanılan çok sayıda sazı nitelemektedir. Gamelan, çoğunlukla, sesleri yedili ya da beşli gamda, eşitsiz aralıklara ayarlanmış vurmalı sazlardan oluşmaktadır. Kendine has bir güzelliği olan bu ses dizileri ve aralıklar Endonezya’ya özgüdür. "Gamel" kelimesi, bir şeyi elde tutmak anlamına gelir ve elindeki tokmakla çalmaya hazırlanan bir vurmalı saz icrâcısını çağrıştırır. Ayrıca üflemeli, telli sazlar ve ses icrâsı da bazı gamelan türlerinin önemli parçalarındandır. Sazlar, tunç, demir, ağaç ya da bambudan yapılır. Yatay ya da dikey yerleştirilmiş sesi ayarlı metal gonglar, bir gamelandaki en kalabalık saz grubudur"
Yine bulamadım gamelanlı müzisyeni. Alice Coltrane onu anladım bakıyoruz. Ama hangi albüm acaba. Bulamadım şarkıyı. Ama Alice kazanmış olduk. Güzel şeyler olmaya devam ediyordu. Ve Ali Ekber Çiçek geldi. Pek sevdiğimdir.

https://www.youtube.com/watch?v=1fJw71ZJUy4

-Alakasız- Bu arada Ali Ekberi izlerken Neşet Ertaş geldi aklıma sanırım o adamın da ritmi kendi içinde kendisine göre yani. Tabi vurmalılarla olan performanslarını demiyorum ama bi salınma söz konusu gibime gelio tek başına çaldığında. İstediğinde istediğini koyuyo aralara falan zaten hep bi garip gelmiştir o adamın enstrüman kullanma şekli bana. Öyle aklıma geldi. -Alakasız-

"Sinemada gözümüzle görmediğimiz şey kulaklardan sokulur".Güzel. Hep düşünürdüm ama bi kere bile bu şekilde kullanamamıştım.

https://www.youtube.com/watch?v=c_0m7QRuG5o

Piskoakustik. Bir kaç dakika içinde yaklaşık 3300 hertzlik bir ses geliyor hafif kısmakta fayda var kulaklıkla dinliyorsak. Ve evet bu bahsettiği tren ritimleri, vapur sesleri, ordan burdan bi takım sesler. Bunlarla acaip uğraşan birisiyim ben de. Rahatsız falanım herhalde sanıodm ama yapan varmış. Güzel. Gün geçtikçe daha çok tanışıyoruz. Redüksiyon ve minimalizmden bahsederken örnek bi müzik çalıo ve 8.partta  (diğer bi çoğunda olduğu gibi) eksik kalıyor aslında öğrenmek isterdim. Radiohead'in Videotape şarkısındaki ritmik sistemle karşılaşacakmış gibime geldi. Neyse.

https://www.youtube.com/watch?v=VgCAisxZDgA

Burdaki janclodvandame'ı çözemedim tabi ama olsun. Yoruldum şu anda biraz aslında. Ve tabiki videoların başından beri aklımdan geçirip "Lan çok mu saçma olur bunu düşünmeyi bırakmalıyım ama bi kısık sesle düşünsem nolur ki?"'yi PinkFloyd'a gelecek miyiz acabayı üstlerde belirtemedim. Korktum çünkü biraz abinin anlattıklarından. Çok büyük geldi ama yine PinkFloydla bitirdik nasıl olduysa.

https://www.youtube.com/watch?v=B26KbyEeOoo

Hayırlısı olsun.Yazı kısa ama olaylar çok uzun sürüo haberiniz olsn.

Hiç yorum yok: