Abi şimdi benim bi dönemim vardı acaip boktan geçen -nasıl oluyorsa hala varlığına devam ediyor- ve o sıralar dövme aşkı da gelmiş, ne dinliorum lan ben dedim. Baktım Doors dinliorum. Triballi dövme yaptırayım çok yakışır dedim. Yakışmadı. Ama hiç yakışmadı. Böyle nal gibi duruyor, sağ üst kol tamamen kapandı. RDM lik. Askere gitsen o dövmeyle "Mal dövmeliler" bölümüne alırlar. Öyle bi yer var çünkü. Mal dövmeliler. "Bi boka benzemio lan dövmeleriniz siktirin gidin adam yerine koymuyoruz sizi" demiyorlar da işte "Rehabilitasyon Danışma Merkezlik bu" falan diyolar. Bence değil. Çirkin dövmeli ruh hastaları, Mal mal dövme yaptıranlar. EVET ŞİMDİ DE MAL DÖVMELİLERİN YEMİN TÖRENİ. DÖVMELERİ AÇ!! BİR DAHA!! ASLA!! BU KADAR ÇOK!!! VİZYONSUZ OLMAYACAĞIMA... diye giden bir hikaye. Konu kaçtı.
Sonra işte yine berbat bi dönemimdeydim -devam ediyordu- yine dövme aşkı gelmiş bana. Daft Punk dinliyorum. Neymiş bu sefer dizaynı kendim yapacakmışım çok süper olacakmış. Olmadı tabi. Kalaşnikof gibi duruyor sağ ön kolumda. Bir allaan kulu daha demedi "Aaa daft punk. ne güzelmiş". Tapanca mı abi ne bu? diolar genelde. En kötüsü de sizi seven insanların kırmamak için "Hmm güzelmiş ya aslında" olayı var..Yarrak gibi olmuş ney lan bu salak!!! demek aslında o biliyosun ama "sağol" diosun.Tertemiz hislerden biridir bu beğenilmediğini anında anlamak. Bu duyguları seven bi ben miyim anlayamıyorum biliyo msn. Bazen insanlara diğer duygulardan bahsedince atıyorum "keder", sanki böyle mor vampir görmüş gibi sarımsak tutuyor (Vampirin morluğu başka bişeyden geliyo onu geç). Deli mi ne. Kafa olmuş sünger. Hep mutlu şeylerden bahsedek. Lütfen bi siktirip gider misin pembe bok diyesim geliyor ama tutuyorum. Bırakırım yakında.
Neyse bunların üçü, bi de ben, dört kopil yıllardır gezipdurun çirkin çirkin. Dedim bi formülü olmalı bu işin. Bi baktım uzun sakallı adamlar çıktı. Ben de ben de!!!!! dedim. Saçım çok az, dövmelerim çirkin, minyonum ve vizyonsuzum. Acilen sakalımı uzatıp olmadığım biri gibi görünmem lazım diyip iki sene uzattım ben bu sakalı. Nasıl olmadığım biri gibi görünüyorum bilio msn? Süper ya. Hiç sıkıntı yok. Olmadığım biri gibi görünmekten (karakter off) aşırı memnunum. Hafif bi karışık düşünceli, biraz karizmatikli gibi böyle ne biliim iyi yani. Düşünürken ellerim sakallarıma gidiyor, cenazede bilmediğim duaya mırmır yaptıktan sonra sakalımı okşuyorum, sanki birazdan sosyolojik bi çıkarım yapacak gibi durduğum anlar da oluyor ama o sıralarda genelde "Hmm kaçıncı biramdayım acaba? Param var mı acaba? Nasıl yaparız onu ya. Neyse hallolur herhalde bi şekilde" ya da "Üşüdük lan toprağa basa basa" gibi şeyler geçiriyorum içimden. Sonra bi anda "Pardon bi tane daha bira daha alabilir miyim?" lerle kurduğum bi dünyada olabiliyorum. Gerçekten bilen bilir gayet mal gibi düşünürüm. Alternatif hiç bi fikir gelmez aklıma. Bişiler bildiğimi falan sanırım ama her şey yarım yamalaktır. Tam zır cahil özellikleri. Bak şimdi neler olacak...
Sonra olaya girmeye karar veriyorum ilk sınav bilgisayarlı ingilizce sınavı. Ben ingilizce test edilicem.
Ben vs English kapışmasını da söyliim her 2 roundu da English alıyor, her iki round perfect ve fatality ile sonuçlanıyor. Öyle dev bir K.O daha mayk taysın tarafından bile yapılamadı.
Kocaman bi araştırmaya giriyorum bakıorum neymiş bu sınav, bilgisayarlı falan olduğunu öğreniyorum aman allahım noluoruz. Abi DYNED miş sınavın adı, sınavından geçme kursları açılmış, %100 kazandırmalı sloganıyla hem de. Yani olay acaip büyük gözüküyor ve örnek yok denecek kadar az. Bi kaç demo var bu kadar. Seviyesi ne? Napacaz? NAAABAAACAAAAAZZ. İngilizce çalışmam lazım diorum ama bu yani termodinamik (Hiç görmedim ne olduğunu zor olduğunu söylemişlerdi ondan örnek veriyorum bildiğimden değil) çalışmakla aynı şey benim için. Sınavın özelliklerinden biri de sorular senin verdiğin cevaba göre değişiyor muymuş artıyor muymuş neymiş böyle acayip bi durum.
Gidiyorum tabi sınava. Sakalım dövmem küpelerim ve muhteşem deri ceketimle ilk sınavda mülakata gireceğini zanneden takım elbiseli lavukların karşısında müzik dinleyip sallanarak sigara içiyorum ve "Çok rahatım abi ya. Bi de kendine bak takım elbise falan. Hah geeezekalı" tribimi takınıyorum çünkü o anda da olmadığım gibi görünüyorum. Olduğum gibi görünsem yerde cenin pozisyonunda neden beeeeeeeeen diye haykıran bi tip olucam ve herkes rahatsız olacak yani. Gerek var mı? Yok.
Sınav salonundayız bir bilgisayar var bana bakıyor sınavı başlatmam için. Gerekenleri yapıyorum ve başlıyor sınav. Bi kaç soru kolay, sonra yine kolay, yine kolay derken pat sınavınız bitti aldığınız puan: 1. Bir mi. Nasıl 1. Kaldım yani? Kalmadım mı? Geçtim mi? 1 ne lan. -3 lük düzende mi. 10 luk sistemde mi? Çan var mı? Bu ne ya 1. Dünya diorum ne salak bi yer ya. Pekiyi diye de bişi vardı CC diye de bişi var sadece 1 diye de bişi var. Hassiktirin lan diyip kuzenimi arıyorum Geçtin diyor.
Geçtim mi? Geçemem ki. Geçmemeliyim çünkü eğer geçersem dertler acaip büyüyecek. Beni olmadığım adam yapan sakallarımı mı kesersem kim olucam!!!!!
2-3 haftaya mail geliyor abi 2.mülakata çaarıolar. Mülakat demek ciddi insanlar var demek ve ciddi insanlar sakal sevmezler. Hiç hem de. Ciddi insanlar temiz yüz seviyorlar. Neden bilmiyorum ama öpüştüğünde dudaklarına batan sert kılları sevmeyenler gibiler. Traşın gelmiş canım bakışı atar onlar. Ciddi insanlar dövme de sevmiolar. Sakal, dövme, küpe, deri ceket yani beni başka biri gibi gösteren herhangi bir şeye tahamülleri yok. Saf beni istiyorlar. Pür ben. Ulan ben dayanamıorum pür ben'e sen ne konuşacan yani onunla. Ya da şöyle yapalım. Ben hiç bişeyimi değiştirmiim. Biraz oturup konuşalım. Olurun var senin derseniz dediğiniz şekle gireyim. Deal? No. Adamlar no abi. Bizim istediğimiz gibi olacak her şey. Bence gitmiiim yani di mi. Ne bozacam kendimi. Ama para çok. Gideyim ben. Baskı da çok etrafta. Git git git git. İyi gidiyiim.
Gideyim de sağ kol dövmelerini ne yapayım. Google it. "Dövme kapama makyajını kim yapar?". Makyöz bul.
-Alo birini kaça kapatıyorsunuzdu?
-250 cınım
-Olur randevu yazın pls.
250 ye olur dedim biliyo musun. 250 ile 1 YTL arasında hiç bi fark yokken benim için. Ben o 250 ye evet olur dedim. Ama bu sadece 1 tanesi. Bende 2 tane var. Ok. Üsttekini kapattırmam zaten dirsek üstüne bakmıolarmış. diye de fikirler geliştiriyorum kendimce.
Size yemin ediorum kadının bir kapatışı var zannedersin kolumu tesettüre sokuyorum. Bakıp bakıp naaaptın lan çirkin dövmeme!!! diye hönküresim geliyor kadına. Kadın varya kapatmadı yok etti resmen. Damar çizdi lan kadın. Damar çizmek nedir abi. Bunu yapan dedim neler yapmaz. Büyük düşün Canberk dedim. Büyük resmi gör!!! O an bi ışık yandı!!!!
Pekiiiiiiiiiiiiiiii aynısını burnuma da yapabilir misinz? dedim. Güldü. (Tam burda Barış Manço - Gül Pembe açar msnz lütfen) Olamaz öyle bişi deli misin der gibi güldü. Daha o kadar geliştiremediler bu boyaları der gibi güldü. Üstüne çocuk parkı kurarsak belki kapanır der gibi, belki şurda ufak bi çam ağacı vardır der gibi, çernobilli misin sen der gibi yani anla işte artık olmaz o iş dedi kadın gülümsemesiyle.
Bittikten sonra tek bildiğim pazarlık yöntemi olan "Pazarlık sünnettir bak 200 olur mu?" dedim. Yine güldü. Hassiktir lan der gibi güldü ama bu sefer. Yörü git lan burdan der gibi de baktı biraz galiba. Başka tek laf etmeden bastım parayı çıktım. O sırada (Barış Manço - Dönence açıyoruz) bi gün önce ek hesap başvurusu yaptığım bankam aradı. Tam kapatma işlemi bitmişti ki "Canberk Bey (inşallah kimseye Canberk Bey demek zorunda kalmazsınız) dünkü başvurunuz onaylandı 250 tl lik ek hesabınızı kullanabilirsiniz". Ne yapacaksın dedim campi? O 250 yi de verip üsttekini kapattıracak mısın? Canberk güldü. Yoğğaaamııınnaaa der gibi güldü. "Zaten dirsek üstüne bakmıyolarmış ki keriz miyiz lan biz" diyerek uzaklaştı. Uzaklaştı... Uzaklaştı... Uzaklar...
Kıldan tüyden, metrobüste adam yaslanmasından, ablaların çanta itelemesinden kaçacam makyajı bozdurmayacam derken sağ sağlim indim. Tost yedim kantinde. Hostes adayı bir grup ablayı, güreşçiler kendi istedikleri sikletleri yakalayabilmek için tartıya çıkmadan önce su içmelerini andıran bir ilişkide gördüm. Evet doğru görmüşüm. Kilo boy sınırlaması varmış. Ama bunlar çok da zayıf değiller. Uzamak için de içmezler herhalde diye düşündüm. Anlamadım çişleri mi gelsin istiyorlardı yoksa osmotik basınç mıydı ne boktu onu mu ayarlayacaklar. Neydi bu su olayı. Ben de mi yapmalıyım dedim gittim bi litre su aldım. Başladım su içmeye. Nasıl su içiyorum biliyor musun hiç içmemiş gibi lambur gümbür. Niye içiyorum lan ben suyu diye diye 1 lt su içtim. Kaç kilo olduğumu da bilmiyorum. 66.5 larda falandım en son. Boyum da 1.73 gibi bişeydi. Ama su içiyordum. İçiyor içiyor çişim gelirse napacam acaba diye düşünüyordum çünkü ablaların durumu gerçekten çok çirkinleşmeye başlamıştı. Sanki yıllardır birbirlerini tanıyorlarmış gibi "çişim geldi" "ya çok sıkışırsak" "ben altıma kaçırıcam galiba" şeklinde aşırı frodyen konuşmalar geçiyordu. Heran regl günlerinden bahsedip o dönemlerdeki tatlı,çikolata isteklerinin ne kadar da karşı konulamaz olduğu konusuna girecek gibiydiler. Oysa ben kaşımla gözümle "kızın göte bak la" işaretleri yapabilecek bir kankiye bile sahip değildim. Sadece çişim geliyordu ve acayip yalnızdım.
20 dakikadır bekleme odasında bekliyorum. Bi arkadaşıma mülakatta şey sormuşlar "Dışarıda kaç araba vardı? Renkleri neydi?" gibi sorular sormuşlar abi benim kafama bu girdi. Ben tek tek saymaya başladım salonda gördüklerimi. Kaç erkek, kaç kadın, kadınların kaçı güzel, erkeklerin kaçı sığ, kaç sandalye var, kadınlardan en güzeli hangisi, masa ne renk, kadınlardan biri beni mi kesiyor, yok kesmiyomuş, kesiyo mu lan, yok lan arkamdaki yazıyı okuyomuş böyle böyle göz hesapları yapıorum içerde sorarlarsa diye. Dedim ki Campi siktir et sayı saymayı masasını sandalyesini başka şeyler düşün. Başladım başka şeyler düşünmeye ama olaylar hiç güzel gitmedi yani.
İkinci dövmemden yakalanıp yakalanmayacağımı mı düşüneyim, yalandan ikinci dilimi Japonca olarak yazdığım için mı kaygılanayım, ellerimin terlemesini durdurmayı mı deneyim, ceket düğmelerinden birinin kopmak üzere olduğunu mu fark edeyim diye düşünürken şöyle başka bi ses geldi içimden;
"Hey dostum! Sen sen evet sen.Şimdi gerçek bir kalpazan ol ve herkesi kandıracağından şüphen olmasın. Göğsün dik, alnın açık, rahatça yalan söyleyebil kardeşim. Karnın da tok çünkü tost yedik, bi sigara içebilsen ne iyi olurdu aslında ama içerideki adamlara sigara kullanmıyorum diyeceksin bunu unutma, alkolle de aran iyi değil. Gerçek dünyada tek eksiğin kumarmış lan senin. Onu da paran olmadığı için oynayamıyosun. Ne bok bi adamsın sen ya. Sus aq tamam bak ismini okuyorlar hadi kak git napıyosan yap gözüm görmesin."
Ben ve yanımdaki 3 adamla bizi yönlendirdikleri odaya girdik. Ben sonuncu girdim 4 numarayım. İçeride de 4 tane abla var. Aha dedim hepimize bi abla düşüyor a.lgbnadslgbadg. Şaka lan hemen de kustunuz. Aha dedim bunlar bizi tam olarak soyup bakamazlar, erkeğiz diye dokunmazlar da. Yırttım kesin dövme işinden diye ellerimi avuşturuyorum içimden. Bi tanesi başladı;
-Vücudunun görünen yerlerinde dövmesi olan ya da sildirme aşamasında olan var mı?
1. ADAM :Yok
2. ADAM: Yok
3. ADAM: Yok
4. ADAM: Yok
Lan 4.ADAM ne yok. Ne yok ya. Var ya olum dövmen. Hadi birini sildirdin ama biri duruyor hala. Gaza geldin yok dedin var ya hınzır kalpazan seni. Mini çakal. Derken abi içeri bi adam girdi. Adam girdi içeri ya. 5 adam 4 kadın kaldık! Olamaz böyle bişey çünkü kadınlar eşit dağılmıyorlar artık a.lskfbgasfkajsb. Pardon abarttım. Adam tabi kolları inceliyor ama makyajlı olanı kesinlikle görmüyor. Bir kaç saniye sonra biraz daha sıyırın diyince benim sağ üst koldan başlıyor çalmaya "RAYDIRS ON DI STORM"
5.ADAM Sordu: İbraz edilmiş miydi bu dövme?
KADINLAR HEYETİ: Haaayııır
5.ADAM Sordu: İbraz edilmiş miydi?
KADINLAR HEYETİ: Haaayııır
Lan noluyor cenaze mi var. Edilmemişti işte abartma seramoniye sokma durumu bak ne güzel en sonunda utanmışım bırak da rahat rahat utanayım abartma artık yani kısa kes. Yok.
5.ADAM Şaşırarak Sordu: İbraz edilmemiş miydi?
KADINLARDAN BİRİ: Hayır.
Adam duyduklarına inanamıyordu adeta. Nasıl olurdu da bu çocuk yalan söylerdi. Yalan neydi? Neden yalan söylenirdi ki?
İlk defa mı duydun lan yalan söyledim işte. Yok dedim yok. VARDI AMA YOK DEDİM. O PARAYI BANA VERMEN İÇİN SÖYLEDİM HEM DE. GÖZÜM DÖNDÜ ÇÜNKÜ SİZİ KANDIRABİLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜKÇE. HEPİNİZİ ATLATABİLME ŞANSIM VARDI AMA BECEREMEDİM OH OLSUN.
Demedim tabiki de. Lan son bi haftadır adamların tarihçelerini vizyonu misyonu hizmet sektörü uçak isimleri kabin memurları kaç kişi çalışıyor bilmem ne anasının gözü gibi şey ezberlemişim aynen böyle virgülsüz bi şekilde daha gık diyemeden "Bir sonraki aşamaya geçemiyorsunuz devam edemeyiz iyi günler" dediler bana. Görüşmem 4 dakika sürdü. Bakışmamız diyim. 4 dakika bakıştık ve ben normal hayatıma geri döndüm. Depo. Ki ona da yalanım hazırdı. Ne iş yapıyorsunuz deselerdi Stok Kontrol Departman Müdürüyüm dicektim. Valla lan :)
Sonra ışınladılar gibi bi durum oldu. Bi baktım metrobüsteyim Beşyol'da. 1 saat yolum var ve ayakta gitmem lazım taa Uzunçayır'a kadar. İndiğimde yemin ediyorum belim yoktu. Onun yerine oraya Coyotenin, Road Runnerı ezerek öldürmek için attığı Acme markalı örs vardı. Ulan o hayvan örsün altında kalarak can verse sen ne yiyeceksin. Bağırsakları ayrı tarafa götü başı ayrı tarafa dağılacak. İyi mi olur yani öyle ölse. Salak mıdır nedir O da.
Kaybedilenler/Azalanlar;
1- Her iki sınav için tüm harcamalar (biralar dahil): 500 - 600 TL
2- Bel
3- Karakter
4- Sakallar
Kazanılanlar;
1- Kalpazanlık eksikliklerinin farkına varılması
2- Gayri meşru işler kovalama azmi
3- İlerideki jilet izlerimi kapattırabileceğim bir makyöz
4- İstanbul kart ile 3.25 basıp 4 liraya milleti kazıklama sektörünün varlığı
5- Kepazelik
6- Yalan söyleyince yüzün kızarmamasını sağlamak + Yüz kaslarına hakimiyet.
Gördüğünüz gibi kazanılanlar kaybedilenlerden daha çok. Demekki yararlı bir serüven olmuş.
Edit1: Tabiki böylesine kötü geçmiş bir günün ardından şu sonuca da vardım bu sabah. Ben niye kendime ayfonsix almıyorum ki? Tövbe yarabbim ya. Şimdi bişi derdim de kendimim yani sonuçta. Neyse gittim turkcell bayiisine dedim ayfonsix kaça? 170X24 ay falan bişiler dedi sonra ekledi Hattınız faturalı mı? diye. Hayır dedim. Duraksadı. Şöyle bi tipime baktı. Ya öğrenci sandı ya da "kesin mal bu çocuk" diye geçirdi içinden. 4 yıldır sigortalı çalışıyorum, yaşım 28 ve evet türkselci bey ben bu kuralı bilmiyordum ne yani. der gibi baktım ben de ona. Olmaz o zaman dedi. Dedim faturalıya çevirelim? En az dedi, puan dedi, yıl dedi sizin dedim kapitolizminize sıçayım ben. Rahat rahat eve haciz memuru bile getirttirtmiyosunuz. Sömürün beni diyorum adama resmen. Olmaz diyo adam ya. İyi dedim döndüm gittim tam yolun karşısında berberde sıra bekleyen bi arkadaşı gördüm. Berber beleş çay söyledi bana bi tane, arkadaştan da bi dal sigara aldım. Resmen keyfim yerine geldi. Az önce ayfonsix almayı hedefliyordum halbuki. Beleş çayla sigaraymış tek derdim. Enteresandı bence.
Öptm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder